DADA
Jean Arp, Richard Hülsenbeck, Tristan Tzara, Marcel Janco ve Emmy Hennings'in aralarında bulunduğu bir grup genç sanatçı ve savaş karşıtı 1916 yılında Zürih'te Hugo Ball'in açtığı cafe'de toplandı.Fransızcaca'da oyuncak tahta at anlamına gelen Dada akımın ismi olarak seçildi.Bildiriside burada açıklandı 1923'de tüm Avrupaya yayılan o dönemin tüm gelenekçi anlatım biçimlerine karşı çıkan ve temelde yıkıcı olan bir sanat, düşünce ve edebiyat akımıdır.
Jean Arp
1.Dünya savaşıyla birlikte yüzyılın çelişkilerinin patlak verdiği bir sırada , ideolojik ve estetik baskılara bir tepki, geleneksel sanatı bütünüyle yadsıyan bir başkaldırı olarak ortaya çıktı.Kamuoyunu şaşkınlığa düşürmek ve sarsmak istiyorlardı. Yapıtlarında alışılmış estetikçiliğe karşı çıkıyor, burjuva değerlerinin tiksinçliğini vurguluyorlardı.Bu akımın sanatçıları alışılagelmiş resim tekniklerini bırakarak gündelik kullanılan kağıt,ağaç gibi eşyaları birbirleri ile birleştirerek ilginç eserler ortaya koymuşlardır.
Bu hareket içinde gelenekçi sanat da olabildiğine inkar edilip alaya alınmıştır. Duchamp'ın bıyıklı ve isterik bakışlı Mona Lisa tablosu, bu düşüncenin haşin bir örneği olarak ün kazanmıştır.
Dadaizm'im öncülerinden Macar şair Tristan Tzara 1917'de DADA dergisini çıkarmaya başladı. Bu dergide dadaizmin öncüleri ses şiiri , anlamdışılık şiir ve şans şiiri adını verdikleri yeni şiir biçimlerini denemeye başladılar. Sonra Fransa'nın önde gelen şairleri de dergide çalışmaya başladı.
Dadaist sanatçılar sanat konusunda fazlasıyla eleştireldi.Yüksek ve güzel olduğu düşünülen sanatı üreten ve ona tapan toplumla 1.Dünya Savaşı'na sebep olan toplum ne de olsa aynı toplumdu. Dadaistlere göre sanat dolaylı yoldan da olsa suçluydu. Daha da kötüsü eğer Alman erkekleri Fransızları ve Rusları süngüleriyle şişlemeye sırt çantalarında Goethe'nin kitabıyla gidiyorlarsa bunu sanat insanlığı aptal yerine koyduğu ,insanların dünyayı olduğundan daha güzel bir yer olarak görmelerine sabap olduğu için yapıyorlardı. İşte Dadaistleri en çok kızdıran ve radikal ifade yollarına iten de buydu. Dada yerleşik sosyal estetiğe acımasızca bu yüzden saldırmıştır. Güzelliğin, simetrinin ve anlamın bozguna uğratılması ve geleneksel malzemelerin reddedilmesi Dada'nın başlıca özellikleriydi.
Dada'nın hemen hemen herşeyi inkar etmesi ,yeni ve güçlü iletişim yöntemlri yaratmış; bunlar şiirde yeni biçimlerin kullanılması , görsel iletişimde ise kolaj ve fotomontaj gibi teknikler olmuştur.Bu tekniklerde resimli dergilerden ,eski mektuplardan , basın ilanı ve etiketlerden kesilen fotoğraflar yeni bir düzenlemeyle yapıştırılmış ve birbiriyle ilgisi olmayan bu resim ve işaret parçalarından , yeni anlamlar yaratan bağlantıların kurulduğu , genellikle kışkırtıcı nitelikte düzenlemeler oluşturulmuştur.
Hans Arp ''Sosyal estetikten zamanla daha fazla uzaklaştım'' adlı yazısında Dada hareketini özetlemiştir. Dada insanın akla uygun davranışlarını ortadan kaldırmayı ve de doğal ve mantıksız düzene yeniden kavuşmayı amaçlamıştır.Dada insanın mantıklı anlamsızlıklarını, mantıksız saçmalıklarla değiştirmeyi istemektedir. İşte bu yüzden biz Dada'nın büyük davulunu bütün gücümüzle çalıyoruz ve mantıksızlığın övgülerini tüm nefesimizle üflüyoruz. Dada için felsefeler bırakılmış eski bir diş fırçasından daha az değerlidir. Dada onları büyük dünya liderlerine bırakır. Dada erdemin resmi sözlüğünün iğrenç entrikalarını kınamaktadır. Dada saçma olan için vardır ki bu saçmalık anlamsızlık anlamına gelmez. Dada doğa gibi saçma ve akla aykırıdır. Dada doğadan yana ve sanatın karşısındadır.
1922'de üyeler arasındaki sürtüşmelerin artması, yıkıcı etkinliklerin bir sınıra dayanması ve çok sayıda Dadaist'in Sürrealizm'e yönelmesi sonucu,varlığını sürdürecek bir zemin kalmadığı için son bulmuştur.
SANATÇILARI:
JEAN (HANS) ARP
MARCEL DUCHAMP
MARCEL JANCO
RİCHARD HULSEN BECK
MAN RAY
KURT SCHWİTTERS
MAX ERNST
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder